Daha genç ve canlı bir cilde sahip olmak isteyen çeşitli yaş gruplarındaki kadın ve erkeklerin en çok tercih ettiği medikal estetik uygulamaların başında dolgu enjeksiyonları gelmektedir. Konforlu bir prosedür olması ve sağladığı etkili sonuçlar nedeniyle dolgu enjeksiyonlarına olan ilgi her geçen gün artmaktadır. Ameliyatsız bir yöntem olarak, cerrahi müdahale gerektirmemesi, dolgu uygulamalarının popülaritesinin artmasında önemli bir rol oynamaktadır. Yüz dolgusu enjeksiyonunun, uzman bir doktor tarafından hasta özelinde planlanması sayesinde daha genç, dinamik ve dolgun bir görünüm elde etmek mümkündür. Uygulama sonrasında hastalar, hızlı ve konforlu bir iyileşme süreci yaşarlar; bu durum, günlük yaşamın kesintiye uğramayacağı anlamına gelir. Ancak, yüz dolgusunun estetik cerrahi işlemlerden en belirgin farkı, kalıcı sonuçlar vermemesi ve belirli aralıklarla tekrarlanması gerektiğidir.
Yüz Dolgusu Nedir?
Yüz dolgusu, zamanla ortaya çıkan çeşitli deformasyonları gidermek ve daha genç, dinamik bir görünüm elde etmek amacıyla uygulanan bir medikal estetik prosedürdür. Dolgu enjeksiyonlarında, insan vücudunda zamanla kendiliğinden eriyen dolgu maddeleri kullanıldığı için sağlık açısından herhangi bir risk oluşturmaz. En sık kullanılan madde hyaluronik asit‘tir; bu madde, insan vücudunda doğal olarak bulunan ancak yaş ilerledikçe azalan bir bileşiktir.
Yaşlanma sürecinin doğal bir sonucu olarak, ciltte kolajen üretimi azalır ve bu durum, asimetrik bir görünüm, boşluklar, girinti ve çıkıntılar gibi sorunların ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu estetik kaygılar nedeniyle yüz dolgusu prosedürü sıklıkla tercih edilmektedir. Hyaluronik asit içerikli dermal dolgu malzemeleri, yüksek nem tutma özellikleri sayesinde ciltteki suyu çekerek ince çizgilerin ve kırışıklıkların görünümünü azaltır. Bu sayede ciltteki hacim kaybı giderilir. Genellikle tek seans dolgu enjeksiyonu yeterli olsa da, vücut enjekte edilen dolgu maddesini doğal süreç içerisinde emeceğinden, prosedürün yenilenmesi gerekmektedir.
Yüz Dolgusu Nasıl Yapılır?
Yüz dolgusu, cildindeki çeşitli deformasyonları gidermek ve daha iyi bir görünüm elde etmek isteyen ancak estetik cerrahi prosedürlerini tercih etmeyen kişiler için son derece etkili bir seçenek sunar. Yıpranma ve yaşlanmaya bağlı değişiklikleri düzeltmek amacıyla kullanılabilen yüz dolgusu, yüz bölgesindeki asimetrik görüntüyü düzeltmek veya oluşan boşlukları doldurmak için avantaj sağlar. Yüz dolgusu enjeksiyonundan maksimum fayda sağlamak için alanında uzman ve deneyimli doktorlar tarafından uygulanması büyük önem taşır.
Yüz dolgusu enjeksiyonuna başlamadan önce, hasta özelinde bir yüz analizi yapılmalıdır. Bu analiz, kişinin yüz hatlarıyla uyumlu, doğal ve etkili sonuçların elde edilmesini sağlar. Enjeksiyon öncesi uygulama bölgesine anestezik bir madde veya krem uygulanır. Anestezi etkisi sağlandıktan sonra, cilt antiseptik bir maddeyle temizlenir. Belirlenen noktalara dolgu maddesi, küçük dozlar halinde enjekte edilir. Kullanılacak dolgu maddesi, kişinin ihtiyacına ve tercihine göre bazı durumlarda kırışıklık hattı boyunca, bazı durumlarda ise yalnızca istenen bölgelere hacim ya da şekil vermek amacıyla uygulanır. Yaşlanmaya bağlı olarak ciltteki doku ve hacim kaybının dolgu enjeksiyonu ile giderilmesi, çizgilerin ve kırışıklıkların altının dermal dolgu maddeleri ile desteklenmesiyle mümkün olur. Ayrıca, ciltteki kolajen kaybı da desteklenir ve bu sayede, etkisi geçtikten sonra daha genç bir görünüm elde edilmesi sağlanır. Daha belirgin bir yüz kontürüne sahip olma amacıyla da yüz dolgusu enjeksiyonları sıklıkla tercih edilmektedir.
Yüz Dolgusu Sonrası İyileşme Süreci
Yüz dolgusu, genç ve estetik bir görünüm arayışında olan bireylerin en çok tercih ettiği medikal estetik uygulamalar arasında yer almaktadır. Dolgu enjeksiyonu, cilde mikro enjeksiyon yöntemiyle uygulandığı için, hızlı ve konforlu bir iyileşme süreci sunar; bu süreçte kısa süreli yan etkilerin oluşması normaldir. Yüz dolgusunun hangi bölgeye enjekte edildiği, cildin iyileşme sürecini etkileyebilir. Örneğin, göz çevresine yapılan dolgu enjeksiyonunun ardından ortalama 3 ila 7 gün içinde iyileşme gerçekleşir. Şişliklerin azaltılması için su tüketimi artırılmalı, soğuk kompres uygulaması da faydalı olabilir.
Dolgu enjeksiyonunu izleyen hafta, aspirin ve benzeri kan sulandırıcı ilaçların kullanımına ara verilmelidir. Enjeksiyondan sonraki ilk 2 saat boyunca yeşil çay içilmemesi, cildin yıkanmaması ve duş alınmaması önemlidir. Uygulamayı izleyen ilk 3 saat boyunca uygulama bölgesine dokunmamak büyük önem taşır. İlk gün sırt üstü pozisyonda ve yüksek yastıklarla baş yukarıda kalacak şekilde yatmak önerilir. Dolgu enjeksiyonunun yapıldığı gün spor yapmamak, saunaya gitmemek, saç boyatmamak ve kaş aldırmamak da dikkat edilmesi gereken hususlardandır.
