Yaş alma, stres, uykusuzluk, genetik faktörler, yoğun iş temposu gibi pek çok etken, kişinin yorgun, yaşlı ve mutsuz görünmesine neden olabilir. Daha canlı, genç ve estetik bir görünüm elde etmek, göz altındaki rahatsız edici izlerin giderilmesine bağlıdır. Bunun en etkili ve tercih edilen yollarından biri göz altı ışık dolgusudur.
Göz çevresi, epidermal tabakanın çok ince olduğu bir bölgedir. Bu ince yapı, iç ya da dış stres faktörlerine karşı savunmasız hale gelmesine yol açar. Sonuç olarak, göz altı torbaları, koyu halkalar veya çukur görünümlü göz yuvaları gibi istenmeyen durumlarla sık sık karşılaşılabilir. Bu tür durumlar, kişinin olduğundan daha yaşlı görünmesine neden olabilmektedir.
Hiperpigmentasyon veya tiroid hastalığı gibi tıbbi durumlar da göz altındaki koyu halkaların belirginleşmesine katkıda bulunabilir. Yetersiz uyku, göz altlarında sıvı birikmesine ve şişkin bir görünümün ortaya çıkmasına neden olur. Ayrıca, yeterli su tüketilmemesi durumunda, göz altındaki deri kemiğe yapışabilir. Alkol ve sigara kullanımı ise, kan damarlarının oksijen alımını kısıtlayarak göz çevresinde donuk bir görünüm yaratabilir ve bölgedeki kılcal damarların zarar görmesine yol açabilir. Yaş almaya bağlı kolajen kaybı, cilt altındaki koyu renkli damarların belirginleşmesine neden olurken, alerjik reaksiyonlar da kan damarlarının genişlemesine sebep olarak cilt altında daha görünür hale gelmesine yol açabilir. Gözleri ovuşturmak ve kaşımak da tahrişe neden olabilen diğer etkenler arasındadır.
Bazı kişilerde göz altındaki koyu halkalar geçici olabilir ve dinlenme ile kendiliğinden geçebilir. Ancak, özellikle 30’lu yaşlarda olan ve göz altında kalıcı çukur görünümü ile mücadele eden kişilerde bu durumun dinlenme ile ortadan kalkması mümkün değildir. Bu tür durumlarda, daha genç bir görünüm elde etmek için medikal estetik prosedürler arasında göz altı ışık dolgusu öne çıkmaktadır.
Göz Altı Işık Dolgusu Nasıl Uygulanır?
Göz altı ışık dolgusu, hastalar tarafından genellikle iyi bir şekilde tolere edilen bir medikal estetik prosedürdür. Uygulama öncesinde, göz altı bölgesine lokal anestezik etkili bir krem sürülür. Bu sayede, uygulama sırasında hasta herhangi bir acı veya ağrı hissetmez; yalnızca hafif bir baskı hissi yaşayabilir.
Göz altı ışık dolgusu uygulamasından sonra hastaların günlük yaşamlarına devam etmeleri mümkündür. Meydana gelebilecek küçük kızarıklıklar ve morluklar, birkaç gün içinde kendiliğinden geçecektir. Genellikle hastalar, göz altı ışık dolgusu sonrası hızlı bir iyileşme süreci yaşarlar. İlk hafta boyunca uygulama bölgesinde hafif bir şişlik gözlemlenebilir; ancak 1 ila 2 hafta içinde enjeksiyondan kaynaklanan travma büyük ölçüde azalır.
Göz altı ışık dolgusu prosedürü, diğer medikal estetik uygulamalar gibi bazı riskler taşımaktadır. Bu nedenle, uygulamanın mutlaka deneyimli ve uzman doktorlar tarafından gerçekleştirilmesi önerilmektedir. Bu sayede, uygulamaya bağlı riskler minimize edilebilir. Nadir de olsa, göz altı ışık dolgusu enjeksiyonu sonrası deri enfeksiyonu riski bulunmaktadır; ancak aseptik enjeksiyon teknikleri kullanılarak bu risk azaltılabilir.
Göz altı ışık dolgusu, çeşitli nedenlere bağlı olarak göz altında oluşan morlukların tedavisinde etkili bir yöntemdir. Uygulama sonucunda, hastanın göz altındaki morlukların görünümü azalırken, göz altı çukuru olan hastalarda da belirgin iyileşmeler sağlanır. Göz altı ışık dolgusu, göz altındaki çukur bölgelerin doldurulmasına yardımcı olarak, yüzde daha dinamik, genç ve estetik bir görünüm elde edilmesini sağlar. Uygulamanın kalıcılığı kişiden kişiye değişiklik göstermekte olup, genellikle 12 ila 18 ay sürmektedir.