Selülit, derinin altındaki yağ hücrelerinin bağ dokusu ile sıkışarak cilt yüzeyinde portakal kabuğu görünümü oluşturmasıdır. Bu durum, özellikle kadınlar arasında yaygın olup, estetik bir sorun olarak kabul edilebilir. Selülit genellikle uyluk, kalça, karın ve basen bölgelerinde görülür. Ancak, çeşitli tedavi yöntemleri ve önleme stratejileri ile bu görünüm hafifletilebilir.
Selülit Dereceleri
Selülit, 3 ana derecede sınıflandırılabilir:
- Derece 1 (Hafif Selülit):
- Cilt yüzeyinde belirgin bir değişiklik yoktur.
- Selülit, deriden sadece cilt sıkıştırıldığında görünür hale gelir.
- Genellikle, tedavi ile belirginlik azalabilir.
- Derece 2 (Orta Derecede Selülit):
- Cilt üzerinde portakal kabuğu şeklinde hafif bir görünüm vardır.
- Sıkıştırılmadığı zaman bile cilt yüzeyinde pürüzlü bir görüntü oluşur.
- Tedavi ile önemli oranda iyileşme sağlanabilir.
- Derece 3 (İleri Derecede Selülit):
- Selülit, ciltin her bölgesinde belirgindir.
- Cilt yüzeyinde derin çukurlar ve pürüzler oluşur.
- Tedavi genellikle daha uzun sürebilir ve daha kapsamlı yöntemler gerektirir.
Selülit Tedavi Yöntemleri
- Masaj ve Selülit Masajı:
- Endermoloji: Cilt altı yağ dokusunu uyaran özel masaj teknikleri ile yapılan bir tedavi yöntemidir. Selülitli bölgedeki kan akışını artırarak, yağ hücrelerinin parçalanmasına yardımcı olur.
- Manual Masaj: El ile yapılan masaj, kan dolaşımını artırabilir, kasları gevşetebilir ve bağ dokusunu sıkılaştırabilir.
- Selülit Masaj Aletleri: Evde kullanım için üretilmiş elektrikli veya manuel masaj aletleri, cilt altındaki yağların ve sıvıların atılmasına yardımcı olabilir.
- Lazer Tedavisi:
- Lazer tedavisi, cilt altındaki bağ dokusunu ısıtarak kolajen üretimini teşvik eder. Bu sayede cilt daha sıkılaşır ve selülit görünümünde azalma sağlanır.
- Cellulaze: Cilt altına lazer ışınları göndererek bağ dokusunu çözmeye yardımcı olan bir tedavi yöntemidir.
- Radyofrekans (RF) Tedavisi:
- Radyofrekans, derin ısı uygulayarak cilt altındaki yağ dokusunu hedef alır. Bu tedavi, cilt elastikiyetini artırarak selülit görünümünü azaltır.
- En yaygın kullanılan RF cihazlarından biri, derin dokulara ısı vererek kolajen üretimini teşvik eder.
- Karboksiterapi:
- Karboksiterapi, cilt altına karbondioksit (CO₂) gazı enjekte edilerek yapılan bir tedavi yöntemidir. Bu işlem, kan dolaşımını artırarak yağ hücrelerinin küçülmesine yardımcı olur.
- Aynı zamanda selülitli bölgelerdeki sıvı birikimini azaltarak pürüzlü cilt yüzeyinin düzelmesini sağlar.
- Kavitasyon (Ultrasonik Lipoliz):
- Kavitasyon, ses dalgaları ile cilt altındaki yağ hücrelerinin patlatılması sağlanır. Bu, selülit tedavisinde kullanılan bir non-invaziv yöntemdir.
- Selülitli bölgedeki yağ hücrelerinin yavaşça parçalanmasını ve vücuttan atılmasını destekler.
- Lipomassage (LPG):
- Lipomassage, özel cihazlar ile yapılan derin doku masajıdır. Bu işlem, bağ dokusunu uyararak cilt altındaki yağları parçalar ve kan dolaşımını artırır.
- Ayrıca cilt tonunu iyileştirir ve selülit görünümünü azaltır.
- Biyoteknolojik Ürünler:
- Selülit tedavisi için kullanılan bazı kremler, losyonlar ve serumlar, cilt altındaki yağ hücrelerinin parçalanmasına yardımcı olan aktif bileşenler içerir.
- Bunlar, kan dolaşımını artırarak, vücutta biriken toksinlerin atılmasına yardımcı olabilir.
- Cerrahi Müdahaleler (Liposuction ve Selülit Ameliyatları):
- Liposuction, yağları emerek cilt altındaki yağ dokusunun parçalanmasını sağlar. Selülitli bölgelere yönelik yapılacak liposuction işlemi ile daha pürüzsüz bir cilt yüzeyi elde edilebilir.
- Ancak cerrahi işlemler genellikle ileri derece selülit durumlarında tercih edilir.
Selülit İçin Önleme Stratejileri
- Düzenli Egzersiz:
- Aerobik egzersizler, yürüyüş, koşu, yüzme gibi kardiyo aktiviteleri, kan dolaşımını artırarak selülit görünümünü azaltabilir.
- Ağırsız egzersizler, kasları güçlendirerek cilt altındaki yağ birikimini engellemeye yardımcı olabilir.
- Sağlıklı Beslenme:
- Yüksek lifli, düşük yağlı ve dengeli beslenme cilt sağlığını destekler. Yeterli miktarda su içmek, vücuttaki toksinlerin atılmasına yardımcı olur.
- Şeker, işlenmiş gıdalar ve tuz tüketimini sınırlamak, vücuttaki ödemi ve yağ birikimini azaltabilir.
- Cilt Bakımı:
- Düzenli olarak selülit krem ve losyonları kullanmak, cildin elastikiyetini artırarak selülit görünümünü azaltabilir.
- Cilt altındaki kan dolaşımını artırmak için nemlendirici masajlar ve soğuk-sıcak su uygulamaları da yardımcı olabilir.
- Sigara ve Alkolü Azaltmak:
- Sigara içmek, kan dolaşımını olumsuz etkiler ve cilt elastikiyetini kaybettirir. Aynı şekilde aşırı alkol tüketimi de selülit oluşumunu artırabilir.
- Sigara ve alkol kullanımını azaltmak, cilt sağlığını iyileştirir.
- Düzenli Uyku:
- Yetersiz uyku, cilt sağlığını olumsuz etkileyebilir ve yağ dokusunun birikmesine yol açabilir. Düzenli uyku, vücuttaki toksinlerin atılmasını ve cildin yenilenmesini sağlar.
- Stresten Kaçınma:
- Stres, vücuttaki hormon dengesini bozar ve selülit oluşumunu tetikleyebilir. Yoga, meditasyon ve rahatlatıcı aktiviteler stres seviyelerini düşürür ve cilt sağlığını iyileştirir.
Selülit, estetik bir sorun olsa da çeşitli tedavi yöntemleri ve yaşam tarzı değişiklikleri ile hafifletilebilir. Her bireyin cilt yapısı ve yaşam koşulları farklı olduğu için tedavi yöntemleri kişiye özel olmalıdır. Erken müdahale, doğru beslenme ve egzersiz ile selülit görünümünü azaltmak mümkündür. Tedavi yöntemleri arasında masajlar, lazer tedavileri, radyofrekans ve cerrahi müdahaleler gibi pek çok seçenek bulunmakta olup, uygun bir uzman rehberliğinde en etkili sonuçlar elde edilebilir.
Selülit ile mücadelenin en etkili yolu, elbette ki oluşumunu önlemektir. Dengeli beslenme ve düzenli yaşam tarzı alışkanlıkları, selülit oluşumunu engelleyebileceği gibi mevcut durumu da azaltabilir. Ancak, ne kadar özenli davranılsa da genetik yatkınlığı olan ve doğum yapmış kadınlarda selülit olma ihtimali oldukça yüksektir.
Selülit Tedavi Edilir mi?
Günümüzde, selülit tedavisi için farklı yöntemler uygulanmaktadır. Ancak, vücutta biriken yağ dokusunun giderilmesi için öncelikle yaşam tarzı değişiklikleri yapılması gerekmektedir. Düzenli spor ve sağlıklı diyet uygulanmalıdır. Kilo verme sürecinde ve sonrasında vücutta hedeflenen sıkılaşmanın sağlanması için mutlaka spor yapılmalıdır.
Sporun ve diyetin etkili olmadığı durumlarda, deforme olmuş yağ dokusuna odaklanan cihazlar ve cerrahi prosedürler devreye girebilir. Özellikle masaj mantığıyla çalışan cihazlar, uzun dönemde kan dolaşımını hızlandırma ve birikmiş yağ dokusunu azaltma özelliğine sahiptir. Medikal tedavi kapsamında ise, selülit giderici kremler, ultrason, vakum terapi, pressoterapi, mezoterapi, radyofrekans, karboksiterapi, elektroterapi ve lazer tedavileri tek başına ya da ihtiyaç halinde kombine şekilde uygulanabilir.
Son zamanlarda, klasik masaj yöntemini profesyonelce gerçekleştiren cihazlar, pozitif basınç ve vakum etkisinden faydalanarak kan dolaşımını hızlandırma ve dengesiz dağılım içindeki yağlanmayı düzeltme amacıyla kullanılmaktadır. Mezoterapi ve enjeksiyonla gerçekleştirilen tedavilerin amacı, yağ hücrelerini parçalamaktır. Lenfatik drenaj yöntemi, özellikle bacak bölgesinde yüzeysel dolaşımın bozulmasına bağlı olarak lenfatik drenajı sağlamak amacıyla tüm bacak veya karın bölgesine eşit miktarda değişik değer ve aralıklarla basınç uygulanmasını içerir.
Mezoterapi yönteminde, 4 milimetrelik özel iğneler ve bir enjektör kullanılarak cildin orta tabakasına özel solüsyonlar enjekte edilir. Bu maddeler, selülitli bölgelere doğrudan etki ederek vücudun kullanamadığı yağ hücrelerini parçalar ve organizma tarafından yeniden kullanılabilir yağ haline getirir. Tedavi süreci, yağ hücrelerinin zarlarının parçalanması, lenf ve kan dolaşımının rahatlatılması, lipoliz mekanizmasının yeniden harekete geçirilmesi ve cilt yüzeyinin iyileştirilmesi için uygulanır. Genellikle 1 veya 2 haftalık aralıklarla uygulanan 8 ila 12 seans yeterli kabul edilmektedir.
Selülit tedavisinde, cilde vakum uygulayarak anatomik yapıların gevşetilmesi, uzatılması veya koparılması amacıyla cihazlar da kullanılmaktadır. LPG, emme ve dönme aksiyonlarını birlikte kullanarak deri ve deri altındaki dokulara negatif basınç uygulayan bir masaj yöntemidir. Lazer tedavisinde, selülitli bölgelere lazer uygulanarak kan dolaşımı hızlandırılır ve hareketsiz bölgelerin harekete geçirilmesi sağlanır. Yağ hücreleri geçirgenleşince fazla yağ, lazerin etkisiyle sıvı ve akışkan bir hale gelir ve böylece yağ hücreleri yeniden sağlıklı bir form kazanır. Ultrason yöntemi, derinin altına inilerek yağ hücrelerini parçalamayı amaçlar ve yalnızca selülitli bölgelerde değil, aynı zamanda küçük yağların tedavisinde de etkili bir yöntemdir. Ses dalgalarının kavitasyon etkisi, selüliti parçalar ve depoları azaltır. Karboksiterapi yönteminde ise karbondioksit gazı, enjekte edildiği bölgelerdeki yağ hücrelerini parçalayarak mikro dolaşımın ve dokuların oksijen kullanma potansiyelinin artmasına yardımcı olur.
Selülit Tedavisi Kimlere Uygulanır?
Selülit, ergenlik döneminden itibaren görülebilen bir sorundur. Beslenme bozukluğu ve kilo sorunu nedeniyle çocuklarda da görülmesi muhtemeldir. Bununla birlikte, selülit tedavisi 18 yaşının üzerindeki bireylere uygulanabilmektedir. Selülit tedavilerinin etkisi genellikle anında fark edilmez. Bu nedenle, uzun bir dönemi kapsayan selülit tedavileri ile eş zamanlı olarak spor ve diyet uygulanması, elde edilen sonuçların daha başarılı olmasına katkıda bulunacaktır.